Atık maddelerden yeni iPhone’lar

Artık dünya için sadece bireylerin kendi çabasının yeterli olamayacağını markalar da anladığı için üstlerine düşen görevleri yerine getirmeye çalıştıklarını görüyoruz. Dünyamızda yaşamak için kaynak bulmanın zorlaşacağı günlere doğru ilerlerken bir marka daha bu yönde büyük adımlar atıyor. Atık içinde kalan dünyamız için en güzel hareketlerden biri bu atıkların tekrardan sürdürülebilir bir hale gelmesini sağlamak. Apple da bu alanla çeşitli yenilikler yapan ve sıkça duyduğumuz ‘sürdürülebilirlik’ kavramı üzerinde çalışmaları hali hazırda devam ettiren bir marka. Son yıllarda aldığınız Apple cihazlarının geri dönüştürülebilir malzemelerle üretildiğini biliyor muydunuz mesela? Şimdilerde ise Tim Cook’un verdiği bir röportajdan ilerisi için Apple’ın 2030 yılına kadar olan planları içerinde uygun fiyatlı, çevre dostu ve tamamen atıklardan üretilmiş ürünleri olacağını öğreniyoruz. Bu sevindirici haber hem çevre hem de cep dostu olacağa benziyor. Şirketin karbon salınımını sıfıra kadar indirmek gibi planları olduğunu da aynı röportajdan duyuyoruz. Atıkların dönüşüm hikayesi her gün baktığımız ekranların kendisi haline gelmek üzere, çöpe ne attığınıza bir daha bakma vakti!
Daha ‘Akıllı’ Mekanlar

Gelişen teknoloji günlük hayatlarımızda daha pratik olabilme avantajı sağlarken beklentilerimiz de bu yönde değişiyor. Akıllı telefonlarımızdan yaptığımız minik dokunuşlarla hem zamandan kazanmanın hem de işlerimizi hızlıca halletmenin tatminini yaşadığımız bu günlerde beklentilerimiz de artık kurumların, şirketlerin hatta her gün gitmekten keyif aldığımız cafe, restorant gibi işletmelerin de telefonlarımızın içine sığabilmesi ve bize kolaylıklar sunması yönünde olmaya başladı. Amerika’da yapılan 18-65 yaş aralığındaki 2 bin 296 kişi ile yapılan araştırmada insanların yüzde 80’i beklentilerini mekanların akıllı telefonlarıyla entegre olması yönünde olduğunu belirtmiş. Arkadaşlarımızla topluca gittiğimiz mekanlardan ayrılırken hesap ödeme vakti size de yaşadığınız keyfili bir gecenin en yorucu kısmı gibi gelir mi? Yapılan araştırmada katılımcıların yüzde 66’sı mekanlarda gelen hesapları telefonlarından kolayca arkadaşlarıyla paylaşabilecekleri uygulamalar olması gerektiğine inanıyor. Araştırmaya katılan daha genç kitle ise merak ettikleri bir mekana ‘gerçekten’ gitmeden önce metaverse’de o mekanı gezebilmek ve deneyimlemek istediğini belirtmiş. Çoğumuzun aklına gün içine yaşadığımız vakit kaybı ya da zorlayıcı anlarda ihtiyaç duyulan teknolojik yeniliklere dair fikirler gelir. Sizce bu fikirlerin kaçına gerçekten ihtiyacımız var? Daha da pratik olmak adına gidilen bu yolda sadece parmaklarımızı mı çalışırken mi buluyor olacağız acaba?
Müşteri kaçıran promosyon mailleri

Markalardan gelen gün aşırı maillerin konusuna dair çoğumuzun fikri yok. Hatta bazı markalardan mail kutularımızda kapladığı hafıza alanı sonucunda nefret eder hale bile geldik. Optimove’un yaptığı ‘’2022 Perakende Satın Alma Tercihlerine İlişkin Tüketici Araştırması’’ düşüncelerimiz kanıtlar nitelikte bulgular paylaşmış. Katılımcıların yüzde 47’si aldığı maillerin sıklığından artık alışveriş yapmayacağı markalar olduğunu söylemiş. Katılımcıların bir diğer yarısı markalardan aldığı gereksiz mesajlardan rahatsız olduğunu belirtmiş. Yüzde 71’lik dilim ise kendisini ilgilendiren inidirim haberi veren maillerle ilgilenebileceğini paylaşmış. Telefonlarımıza düşen bildirim sayısını ve gün içinde bizi gerçekten ilgilendiren bildirim sayısını hiç kıyasladınız mı? Gerçekten ilgimizi çeken içeriklerden oluşan mesaj ve mailleri alıyor olmak belki bu mesaj kirliliğini de ortadan kaldırdığı gibi marka-gerçek alıcı bağını da kurmaya yardımcı olur. Markalar daha çok satış yapmak için tüketicilerin mail kutularını gereksiz içeriklere sahip maillerle doldururken müşterilerinin bir kısmını kaybediyor. Müşterisini tanıyan ve onun ilgisini çekebilecek içeriğe sahip mail ve mesajları gönderen markalar ise müşterilerileriyle iyi ilişkilerini sürdürmeye devam ediyor.